SAHİH-İ İBN-İ HİBBAN Zvd

BABLAR    KONULAR  -  NUMARALAR

KİTABU’S-SALAT

<< 337 >>

DEVAM: 113- Küsuf ( Güneş Tutulması) Namazı

 

(:-597-:) Semure b. Cundub anlatıyor: Semure b. Cundub bir gün hutbe okumak üzere ayağa kalktı. Hutbesinde Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den bir hadis nakletti. Semure b. Cundub devamla der ki:

 

Ben ve Ensar'dan bir köle/çocuk, Resulullah s.a.v. zamanında bir hedefe ok atıyorduk. Güneş bakanın gözünde bir veya iki mızrak olacak derecede karardı. Birimiz, arkadaşına: "Haydi Resulullah s.a.v.'in Mescid'ine gidelim. Valiahi, Güneş'in bugünkü şu hali, Resulullah'ın s.a.v. ümmeti hakkında yeni bir şey meydana getirecek" dedi ve Mescid'e koşarak gittik. Resulullah s.a.v. de bize muvafakat ederek (Mescid'e) çıkmış, öne geçip namaz kıldırdı. Bizi daha önceki namazıarındaki en uzun kıyamı gibi kıyamda tuttu. Sesini işitmiyorduk. Sonra ayağa kalktı. ikinci rekatı da bunun gibi yaptı. Sonra oturdu. Güneşin açılması bu oturuşuna denk geldi. Sonra selam verdi. Namazdan kalktı. Allah'a hamd etti ve O'na senada bulundu. Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına ve kendisinin O'nun kulu ve Resulü olduğuna şahadet etti. Sonra da:

 

"Ey insanlar! Ben ancak beşer olan bir Resılüm. Size Allah'ı hatırlatıyorum. Eğer benim size Rabbimin risalet görevinden herhangi bir kusur işlediğimi biliyorsanız onu bana haber verin" buyurdu. Sahabiler:

 

"Doğrusu biz, senin; Rabbinin risaletini tebliğ ettiğine, ümmetine nasihat ettiğine ve üzerine düşen görevi yerine getirdiğine şahitlik ederiz" dediler.

 

Daha sonra Resulullah s.a.v.: "Geleyim asıl konuya! Bazı kimseler, yeryüzü halkından büyük adamların ölümlerinden dolayı Güneş ve Ay'ın tutulduğunu ve yıldızların da yerlerinden kaydıklarını iddia ediyorlar. Doğrusu onlar, yalan söylüyorlar. Bu olaylar, Yüce Allah'ın kullarına ibret almaları ve kimin tövbe edip etmediğini kontrol etmek için verdiği ayetler(den bir kaçı)dır. Allah'a yemin ederim ki, az önce namaza durduğum müddet içerisinde sizlerin dünya ve ahiret işlerinizde karşılaşacağınız her şeyi gördüm. Allah'a yemin ederim ki, otuz yalancı ortaya çıkmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Onlardan birisi, sol gözü aşınmış şaşı Deccal' dir. Deccal'iıı gözü sanki -o devirde Nebi s.a.v. ile Aişe'nin odası arasında duran Ensar'dan bir ihtiyar olan- Ebu Tihya'nın gözü gibidir. Deccaı ortaya çıktığında kendisinin Allah olduğunu iddia edecektir. Ona inanan, söylediğini kabullenen ve onun yolundan gidene daha önce işlediği hiçbir iyilik fayda vermeyecektir. Onu inkar edip söylediği sözleri yalanlayan da, daha önce yaptığı hiçbir günahın cezasını çekmeyecektir. Deccal, Harem ve Beytu'l-Makdis dışında bütün yeryüzüne galip gelecektir. Mu'minleri Beytu'l-Makdis'te sıkıştıracaktır.

 

(Hadisin ravisi) Esved der ki: Sanırım bana şu da anlatıldı: "Mu'minler çok şiddetli bir şekilde kuşatılacaktır. Sonra Meryem oğlu İsa Beytu'l-Makdis'te yüksek sesle haykıracaktır. Allah, Deccal'i ve ordusunu helak edecektir. Öyle ki duvarın kökü / temeli ile ağacın kökü bile:

 

"Ey Mu'min! Orada gizlenmiş bir kafir var. Gel, onu öldür!" diye bağıracaktır. Fakat bunlar; içinizdeki durumları kalplerinize korku salacak derecede olan bazı işleri görüp birbirinize: "Nebiiniz size bunlardan hiç bahsetmiş miydi?" diye soruşturuncaya ve dağlar yerlerinden kayıncaya kadar olmayacaktır" buyurdu. Resulullah s.a.v. devamla:

 

"Bunlar olduktan sonra bütün canlar alınacaktır" buyurdu.

 

Daha sonra Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, (bu olayı göstermek için) parmaklarının uçlarını sıkıca tuttu.

 

Semure b. Cundub, başka bir defasında şöyle der: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in söylediklerini ezberledim. Bunu tekrar aktardı. (ibarelerin) yerlerini değiştirmeden kelime kelime aynısını nakletti.

 

- - -

isnadı ceyyiddir. ibn Hibban 4/224 (2845), Ahmed, Müsned (5/17, 5/16), Taberani, M. el-kebir 7/190 (6798,6799), İbn Ebi Şeybe, Musannef (2/469), Ebu Davud, sünen (1184), Nesai sünen (3/140), Hakim (1/329-331) ve Beyhaki, sünen (3/339)

 

 

 

(:-598-:) Başka bir kanaıla yukarıdaki hadisin aynısı rivayet edilmiştir.

 

- - -

lsnadı ceyyiddir. ibn Hibban 4/222 (2841) ve ibn Ebi Şeybe, Musannef (2/469)